0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Emzirmek anne için de faydalı

Bebek emdikçe, annede oksitosin yani mutluluk hormonu salgılanıyor. Bu hormon sayesinde kronik ağrılar diniyor. Meme, yumurtalık ve kemik kanseri riski en aza iniyor. 

Son zamana kadar emzirmenin annenin ağrıları üzerine bir etki oluşturup oluşturmadığı bilinmemekteydi. Yeni yapılan araştırmalara göre, sezaryen ameliyatıyla dünyaya gelen bebeklerini en az 2 ay süreyle emziren annelerde, 2 aydan daha az süre boyunca emziren annelere göre kalıcı ağrı yaşama ihtimali 3 kat daha az olmaktadır. Burada anne, bebeğin yaşamına destek olurken kendisi de ağrılara karşı bedenini korumaya almaktadır. Her ne kadar ülkemizde araştırması yapılmamış olsa da  İngiltere, ABD ve Kanada’daki tüm doğum yapan her 5 anneden biri, kronik ağrı çekmektedir. Anne sütünün erken yaşamda en önemli ve en uygun besin olduğu kabul edilmekte olup Dünya Sağlık Örgütü, özellikle bebeklerin 6 aya kadar emzirilmesini önermektedir. 

ROMATİZMA HASTALARI KORKMASIN

Emzirmenin hem bebekte, hem annede çok olumlu etkiler oluşturduğu konusunda doktorlar hemfikirdir. Bazen akla gelen sorulardan birisi, romatoid artritli (RA) annelerin emzirmeyi sürdürüp sürdürmemeleri konusundaki endişelerdir. Araştırmalar emzirmenin, anneleri daha sonraki yaşamlarında romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklar geliştirmekten korumaya yardımcı olabileceği ve bir anne ne kadar uzun süre emzirirse, o kadar fazla koruma sağlayabileceğini göstermiştir. Romatoid artrit; el, bilek, dirsek, ayak ve diz gibi organlarda çok ağrılı ve sert eklemlerde görülen bir durumdur. Romatoid artrit, otoimmün bir hastalıktır ve sadece eklemleri değil, vücudun diğer bölgelerini de etkileyebilir. Araştırmalar,  RA'lı annelerin emzirmesinde bir sakınca olmadığı, emziren RA’lı kadınların daha az ağrı hissettiği ve endişelerinin ciddi olarak daha az olduğunu ortaya koymuştur.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR 

Amerika’da Kadın Sağlığı Ofisi araştırma verilerine göre, bebeklerin doğduktan hemen sonra emmeye başlaması fevkalade faydalı bir olaydır. Kolostrum, bilindiği gibi doğumdan sonra memeden gelen ilk süttür. İçeriğinde besin maddeleri ve hastalıklardan koruyucu antikorlar yoğun olarak bulunmaktadır. Bebeği hayatının ilk günlerinde hastalıklardan korumak ve fiziki gelişimi için olmazsa olmaz bir doğal anne ürünüdür. Hiçbir ilaç, anne sütünün yerini tutamaz. İlk emmeden 3 ila 5 gün sonra, kolostrum, bebeği beslemek için gereken yağ, şeker, su ve proteinden oluşan olgun süte dönüşür. Anne sütüyle beslenen bebeklerin, onları birçok hastalıktan koruyabilen bağışıklık sistemleri daha güçlüdür. 

KANSEROJEN BİRİKİMİNİ ÖNLER 

Özellikle meme kanserine karşı oksitosinin koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir. Onun için oksitosin seviyesini artırmak için, annelerin bebeklerini mutlaka uzun süre emzirmesinde yarar vardır. Çünkü oksitosin, memede kanserojen birikmesini önler. Normal meme hücrelerinin kanser hücrelerine dönüşmesine engel olur. Diğer taraftan meme kanseri hücrelerinin çoğalmasını önler. Emziren annelerde sık sık memelerde şişkinlik ve tekrarlayan ağrılar oluşabilir. Oksitosin, meme şişkinliği ve yumurtalık kanseri gelişimini azaltmakta, kemik kanseri ve sinir sistemi kanseri gibi diğer kötü huylu hücrelerin oluşumunu da önler.

TANSİYON DENGELENİR 

Günümüzde kalp hastalıkları oldukça yaygın görülmektedir. Kalbe yetersiz kanın gitmesi, göğüs ağrısı gibi tehlikeli sinyallere, enfarktüs dediğimiz kalp krizlerine, hatta ölümlere yol açabilir. Oksitosin kalpteki koroner damarları genişleterek kan akımını artırır. Oksitosin verilmesi kalp krizi riskini önler. Yüksek tansiyonu olanlarda kan basıncını düşürerek, koruyucu bir etki oluşturur. İnsanoğlunun en büyük hayallerinden biri olan uzun ve sağlıklı yaşama konusunda da faydalı olabileceği belirtilmiştir. Oksitosin eşler arasında, birbirine karşı sevgi ve derin bir bağlılık etkisi oluşturur, romantizm artar. 

HIZLICA KİLO VERDİRİR 

Belki de kimsenin aklına gelmeyecek şekilde faydalı bir uygulamadır. Kilo vermek için birçok yöntem uygulanmakta, bunların birçoğu da kısır döngü oluşturarak sil baştana dönmektedir. Kilo almak istemiyorsanız, sizi açlık hissinden ve kilo verme kaygınızdan uzaklaştıracak, gergin kaslarınız gevşeyecektir. Stresten arınacak, lezzetli yiyecekleri yediğiniz halde iştah problemi yaşamayacaksınız. Oksitosin, öğün sırasında kişinin iştahını keserek ikinci porsiyonu yeme isteğini bile ciddi olarak azaltır, kısa sürede istediğiniz kilolardan kurtulabilirsiniz. Özellikle karbonhidratlara ve tuza karşı olan ilgiyi azaltır. Tatlı gıdalara olan aşırı istek ve stres kısır döngüsü oksitosin sayesinde kırılır. 

Prof. Dr. Nurettin Lüleci Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX